sporda taraftarlık


spor taraftar

TARAFTARLAR
Sporcunun veya sporcuların temsil ettikleri renklere, kulübe veya bayrağa bağlı kimse”
İçeride ve dışarıda, yağmurda ve çamurda her koşulda takımını destekleyen aynı zamanda rakip takımı ve taraftarını düşman olarak görmeyen, kendine duyduğu saygıyı rakibine de gösteren kişidir taraftar.

Taraftarlık çoğu zaman bütün bir ömür boyunca insanın kişisel macerasına eşlik eden, ilgi ve hareket alanını, duygu alemini bazen doğrudan şekillendiren bazen kıyısından eğip büken bir toplumsallık tarzıdır.
FANATİKLER
Çoğu zaman yanlarında aletler, taş, zincir, sopa gibi alet bulunduran, her zaman kavgaya hazır ve genellikle maç öncesi geceyi stadyum kapısında veya çevresinde geçiren, aynı semtin ve çevredeki gençlerin oluşturduğu gruplardır.
Bu gruplar, bulundukları tribünde her zaman sivrilen ve hakimiyeti elinde bulundurmak isteyen, seyircilerin ve polislerin kontrol etmekte zorlandığı kişilerden oluşur
DOYUMSUZLAR
Hiçbir sonuçtan ve başarılı gelişmeden tatmin olmazlar. Tuttukları takım o sene bütün kupaları kazansa da sezonun son maçındaki bir yenilgi yüzünden teknik direktörü, yönetimi ve sporcuları eleştirebilirler
SABIRSIZLAR
Genellikle maç saatinden önce stadyuma gelirler. Her şeyin bir an önce olup bitmesini isterler. Erken gelip erken sıkılan bireylerdir

DEPLASMANCILAR
En büyük mutlulukları deplasmana gitmektir. Takımlarının kendi sahasındaki maçlarını zaten kaçırmazlar. Deplasman maçlarını kaçırmamak için ellerinden geleni yaparlar.
TAKIMLA ŞAHLANANLAR
Spor sahasına saatler öncesinden girseler de tuttukları takım sahaya çıkıncaya kadar sakin otururlar. Tezahüratlara pek katılmazlar. Ancak takımın sahaya çıkmasıyla birlikte kendilerini kaybederler
UĞURA İNANANLAR
Her ayrıntının tuttuğu takımın lehine ya da aleyhine olacağına inanırlar. İçlerinde maça giderken dua almak için yer verenler, totemi olanlar vardır
BİLMİŞLER
Bunların hepsi kendilerine göre birer teknik direktördür. Kimin iyi oynayıp oynamadığını, taktik hatalar ve oyuncu değişiklikleri konusunda uzmanlardır
FANATİZM
Fanatizm, takıntılı bir coşku, kontrolsüz bir heyecan eşliğinde, bir davaya, politikaya, bir konuya ya da bir spora, genel sosyal normları hiçe sayacak derecede aşırı bağlanma halidir.
Herhangi bir nesne ya da olgu ya bağımlılığın fanatizm olup olmadığını anlamak için eleştiriye tahammül durumuna bakmak lazım.
Doğru bildiği ya da sandığı şeye tüm bedeni ruhu tüm hayatı ile sıkı sıkıya bağlıdır. Adeta o şeyle kendini özdeşleştirmiştir. O varsa kendi var o yoksa kendisi de yok gibi düşünür. Takımı kötü sonuç aldığında; hayatın sonu gelmiş gibi her şey bitmiş. artık hayatın bir anlamı kalmadı gibi düşünebilir.
HOLİGANİZM
Seyircilerin maç öncesinde, maç anında ve maç sonrasında güçlü bir kitle psikolojisi eşliğinde çevreye vermiş oldukları sözlü ya da fiziki zararların yani taraftar şiddetçiliği'nin genel bir ifadesidir.
Holigan ve Fanatik arasındaki başlıca farklar

  •        Holiganlık, Fanatikliğin bir adım sonrasıdır
  •    Holiganlık ise bağlanılan konu ve alanda; kendine, diğer kişilere ve çevreye zarar verecek boyuta getirmesidir,
  •     Fanatiklik tek birey halinde gerçekleşebilir, Holiganlık ise bir grup şeklinde davranış gösterir,
  •     Fanatik ve Holigan davranışların bağımlılıkları üst düzeydir ve bu bağımlılıkların arkasında giderken kural tanımazlar,
  •     Fanatiklik çıkar ilişkisi göstermez ancak Holiganlık çıkar ilişkisine bağlı olabilir,
  •     İkisinin de eleştiriye tahammülleri yoktur,
  •     Holiganlar, Fanatiklere göre daha saldırgan ve zararlı olabilirler.
  •    Fanatiklik, herhangi bir konuda ve alanda mantık dışı takıntılı ve kontrolsüz şekilde bağlanılmasıdır



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder